İzale-i Şuyu Davası Hissemi Satmak İstemiyorum Ne Yapmalıyım?

«

İzale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davası, bir taşınmaz malın ortaklar arasında bölüşülememesi durumunda devreye giren hukuki bir süreçtir. Miras kalan gayrimenkullerde veya ortak mülkiyetle alınan taşınmazlarda, bazı hissedarlar malın satışı yerine hisselerini koruma isteği taşıyabilir. Bu durumda “aynı taksim” yani malın fiziksel olarak bölünmesi talep edilebilir. Eğer bu mümkün değilse mahkeme, taşınmazı açık artırmaya çıkararak satışını yapar.

Ancak bazı hissedarlar, ortaklığın sona erdirilmesi ve paylarının satılması yerine, malın kendisinde kalmasını talep ederler. Bu talep, özellikle hissedara duygusal veya stratejik anlamda önemli gelen taşınmazlarda sıklıkla gündeme gelir. Hisseyi satmak istemeyen taraf, mahkemede hakkını savunma ve diğer hissedarlardan alım yaparak mülkiyeti tamamen kendi eline geçirme hakkına sahiptir. Bu süreçte ihale yoluyla malı alma önceliği bulunur, böylece hissesini koruyarak taşınmazın tüm mülkiyetini elde edebilir.

Bu tür davalar çoğunlukla aile içi miras paylaşımlarında yaşanan anlaşmazlıklardan kaynaklanır. Hissedarlardan biri satış yolunu reddedip ortaklığın aynen taksim yoluyla çözülmesini talep edebilir. Ancak bölünme teknik olarak mümkün değilse, diğer ortakların haklarını korumak adına dava, satışla sonuçlanır. İhalenin sonunda mülkiyet dağıtılır veya isteyen hissedar ihale sonucunda malı kendi adına alır.

İzale-i şuyu davası hissemi satmak istemiyorum ne yapmalıyım sorusu sık sorulmaktadır. İzale-i Şuyu davasında hissesini satmak istemeyen taraf paylaşımın aynen taksim yoluyla yapılmasını mahkemeden talep edebilir. Mahkemece verilecek aynen taksim yoluyla paylaşım kararı sonrası taraf hissesini satmadan kendi payına düşen kısmı elde edecektir. Bununla beraber hissesini satmak istemeyen taraf satışın paydaşlar arasında yapılmasını da talep edebilir.

İzale-i Şuyu Engelleme için hissesini satmak istemeyen taraf izale-i şüyu davasının açılmasını engelleyen nedenlerden biri mevcutsa (bebek doğumu, miras sözleşmesi, uygun olmayan zaman) bunları ileri sürerek hissesinin satılmasını engelleyebilir. Yine satışın iptali sağlanabilecek ihalenin feshi sebepleri varsa ihalenin feshini de talep edebilir.

İzale-i Şuyu davası belirli engellerin varlığı halinde açılamamakta olup bu doğrultuda, hissesini satmak istemeyen taraf dava sürecinde bu nedenlerden birini ileri sürebilecektir. Bu duruma birkaç örnek verebiliriz:

1-) Bebek doğumu: Türk Medeni Kanunu madde 643’e göre mirasın açıldığı tarihte, mirasçı olabilecek bir cenin varsa paylaşma doğumuna kadar ertelenecektir. Bu durumda taraflar arasındaki paylaşım için bebeğin doğumuna kadar beklenmesi gerekmekte olup bebeğin varlığı izale-i şuyu davasını engelleyici nitelik taşımaktadır.

2-) Miras taksim sözleşmesi: Taraflar kendilerine miras yolu ile intikal eden malvarlığı konusunda miras taksim sözleşmesi yaparak malın paylaşım hususlarını kendi aralarında kararlaştırabilirler. Böyle bir sözleşmenin varlığı ortaklığın giderilmesi davasının açılmasını engelleyecektir.

3-) Paylaşım değer kaybına neden olacaksa mirasçılardan birinin talebi: Paylaşmanın derhâl yapılması, paylaşım konusu malın veya terekenin değerini önemli ölçüde azaltacaksa; sulh hâkimi, mirasçılardan birinin istemi üzerine bu malın veya terekenin paylaşılmasının ertelenmesine karar verebilecektir. Mahkeme burada somut olayın özelliğine göre karar verecektir.

4-) Uygun zamanda açılmayan dava: Paylaşımın paydaşlardan birinin menfaatine aykırılık teşkil etmesi halinde uygun zamanda açılmayan dava söz konusu olup bu durum dava engellerinden biridir.

5-) Taşınmazın niteliği: Taşınmazın niteliği bazı durumlarda izale-i şuyu davasına engel nitelik taşıyacaktır. Örneğin taşınmaz tapuya kayıtlı değil ise veya kat irtifakına tabii ise bu özellikler izale-i şuyu davasına engel olacaktır.

Kaynakça: https://baf.av.tr/izale-i-suyu-davasi/

Bir Cevap Yaz

Bir Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *