Tatilde en çok aradığınız şey nedir? Sessizlik mi, huzur mu, berrak bir denizde yüzmek mi? Belki de sadece kalabalıktan uzak, birkaç saatliğine dünyadan kopmak… Eğer cevabınız bunlardan biri ya da hepsi ise, Adrasan koylarını denizden keşfetmenin tam zamanı.
Sabah saatlerinde başlayan bir Adrasan tekne turu ile masmavi sulara açıldığınızda, gün boyunca zaman kavramını unutuyorsunuz. Denizin ortasında, dağların gölgesinde gizli kalmış koylarda yüzme molaları verirken hayatın yavaşladığını hissediyorsunuz. Durusu 07 Teknesi ile çıktığınız bu yolculuk, rotasından çok hissettirdikleriyle hatırlanıyor.
Gezi Bülteni İçerik
Adrasan Tekne Turu ile Her Koyun Bir Ruhu Var
Ceneviz Koyu’na yaklaşırken teknenin motor sesi yavaşlıyor. Çünkü burası sessizliğiyle ünlü. Denizin yüzeyi cam gibi, çevresi kayalıklarla çevrili. Suya attığınız ilk kulaçta, serinlik tüm bedeninize yayılıyor. Sadece siz, su, güneş ve birkaç martı…
Sazak Koyu biraz daha vahşi; buraya karadan ulaşmak neredeyse imkânsız. Bu yüzden doğa tamamen kendine ait. Koyda yüzdükten sonra tekneye çıkıp gölgeli alanda buz gibi meyve yerken, rüzgarın yapraklardaki sesiyle başka bir dünyaya geçmiş gibi oluyorsunuz.
Hacivat Koyu’nda ise deniz neredeyse bir akvaryum gibi. Dalgıç maskesi takan çocuklar balıkların peşinden gidiyor, yetişkinler suyun üzerinde gökyüzüne bakarak dinleniyor. Buradaki anlar biraz daha neşeli, biraz daha hareketli.
Bu koylar sadece doğa harikası değil; aynı zamanda insanlar için nefes alma alanı. Ve bu koylara sadece deniz yoluyla ulaşabildiğiniz için hâlâ bozulmamış, hâlâ gerçek.
Durusu 07: Konfor, Samimiyet ve Sadelik
Adrasan’da birçok tekne var. Ama Durusu 07 Teknesi, onları farklı bir yere koyuyor. Neden mi? Çünkü bu bir aile teknesi. Kaptan Koray, tekneyi yöneten değil; gün boyu sizi evinde misafir eden biri gibi. Herkese tek tek “hoş geldiniz” diyor, çocuklarla şakalaşıyor, nereye yanaştığımızı anlatırken gözleri parlıyor.
Öğle yemeğinde klasik menülerin ötesinde, gerçekten lezzetli bir ızgara balık ya da tavuk, salata ve makarna var. Yemek sonrası sıcak çay ve meyve ikramıyla tur yavaş yavaş başka bir ritme bürünüyor. Teknede gölgelik alanlar, güneşlenme platformu ve tertemiz minderler… Her şey sade ama olması gerektiği gibi.
Suluada Koyu; Nam-ı Diğer Türkiye’nin Maldivleri!
Bazı günler rota Suluada’ya dönüyor. Bembeyaz kumsalı ve turkuaz suyuyla sizi ilk anda etkisi altına alıyor. “Türkiye’nin Maldivleri” olarak adlandırılsa da aslında kendine has bir karakteri var Suluada’nın. Çıplak ayakla sahilde yürümek, suya girince dibe kadar görmek, adanın içinden çıkan kaynak suyuyla ferahlamak… Bu adaya yapılan her ziyaret, biraz doğayla, biraz da kendinizle buluşma gibi.
Suluada tekne turu deneyimlerini görmek isterseniz Koray Kaptan’ın paylaştığı kareler tam bir ilham kaynağı. Çünkü orada sadece manzara değil, yüzlerdeki mutluluk da var.
Tatil, sadece bir valiz hazırlamak değil. Bazen sakin bir koyda zamanla bağınızı kesmek, denizin tuzunu teninizde hissetmek ve bir teknenin gölgesinde yavaşlamaktır. Eğer siz de böyle bir deneyim arıyorsanız, Adrasan koyları sizi çağırıyor. Ve Durusu 07 Teknesi bu çağrıya en doğru cevabı veriyor.
Bir Cevap Yaz